Talan | Ömer Kaya

ÖMER KAYA

TALAN

Eşimin doğum günümde hediye ettiği öykü kitaplarından biriydi Talan. Yine bir öğretmenin öyküleriydi üstelik, çarpıcı kapağını keyifle incelemiş sıraya koymuştum. Hemen ardından önce benim dünyamda sonra da şu yalan dünyada neler oldu neler… Nihayetinde, okuyarak fırsata çevirdiğimiz bu zamanlarda bitirdim Talan’ı. Yazarın güçlü gözlem yeteneği on dört öyküde de hakimdi. Benzetmeler, uzun cümleler, betimlemeler çok başarılıydı. Dilin olanaklarını ustaca kullanmış yazar gerçekçi ve net üslubuyla.

Bu öykülerde canımızın yanması; inanç, erdem, zorbalık, çaresizlik, mutluluk gibi (öyküleri okuduğunuzda çoğaltabildiğinizi göreceğiniz) önemli kavramları sorgulamak boynumuzun borcu esasında. Dersin “yargılamak” değil “anlamak” konunun “güçlü kim?” değil “adalet” olduğunun idrakine varmak adına muazzam bir dönemden geçerken kitaba ismini veren Talan ve Deli ve Çocuk daha yüksek sesle okunabilir. Panta Rhei ve Sonu adlı öyküleri ayrıca etkileyici buldum ben.

Yolların kenarındaki cevizlerin Aliye’nin ablasının varlığından habersiz oluşu, Azat’ın horozu çok sevdiğini söylemek istemesi tek cümlelik vurgunlardı bana kalırsa.

“Ellerim kırışık, öylesine fark ettirmeden değişti ellerim. Bacaklarım, karnım hepsi pörsüdü.derim şeffaf ve ölü. Duvarda asılı duran fotoğraftaki benim. Makbule her baktığında bu kalın, siyah kaşlı, dalgalı parlak saçlı, ince bıyıklı adamı görüyormuş demek.” (s:36)

İlay Bilgili, Talan, Monokl Yayınları, 2019, s:104.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu