Şimdi kutsal topraklarda olmak vardı | Nur Sultan Turhan Yazdı…
ŞİMDİ KUTSAL TOPRAKLARDA OLMAK VARDI…
NUR SULTAN TURHAN
Ramazan-ı Şerif ayını yaşadık hep birlikte. Bin aydan daha hayırlı olan, mübarek Kadir gecesini idrak ettik. Bir kuş misali uçtu gitti avuçlarımızdan mübarek Ramazan ayı. Bahar mevsiminde açan çiçekler gibi, Ramazan ayına mahsus gönül evlerimizin kapıları açıldı. Bereketiyle , rahmetiyle misafirimiz oldu Ramazan ayı. İbadetler ve Kur’an okuyarak gönül dünyamız renklendi, ahenk kazandı. Ritüel yaşadığımız hayata çeki düzen vererek Ramazan ayı hayatımıza anlam katttı, hayatımızın dünyevi şekline uhrevi boyut kazandırarak, her günümüzü Ramazan ayı gibi yaşamamız gerektiğini öğretti bizlere . Sırf dünya için değil, ahiret içinde yaratıldığımızı, insan olduğumuzun şuuruna vararak, Rabbimize, kendimize , nefsimize karşı, içinde bulunduğumuz topluma karşı v.s sorumluluklarımızın olduğunu,İslam’ın ne kadar paha biçilmez ve kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı bizlere mübarek Ramazan ayı.
Gönüller iman nuruna gark oldu. Zaman su gibi geçti. Günlerin uzun olduğu bir zamanda , ferah içinde , yorgunluk nedir bilmeden,açlık ve susuzluk hissetmeden orucumuzu tuttuk elhamdülillah. Yaz sıcakları rahmet yağmurlarıyla serinlik kazandı. Ramazan ayında oruç tutarak bayram havası yaşadık. Tövbe ile arındık bilcümle günahlardan. Kur’an okuyarak, ibadet ederek sevaplar kazandık. Yardım ve hayırlarla, verilen sadaka-i fıtır ile nice kederli, mahzun gönüllerin yüzü güldü kim bilir. Ramazan ayı bitince yüreğim hüzün deryası oldu. Sanki çok samimi dostuma veda ettim, ayrılık zor geldi bana. Ramazan ayını uğurladık. Gözlerim yaşardı. Bir ramazana daha kavuşmak ümidiyle. Gönül arzu eder ki her günümüz, gecemiz Ramazan olsun, hiç bitmesin isterdim.Güzel günler , kıymetli zamanlar çabuk geçermiş, şimdi daha iyi anladım.
Mübarek bir zaman diliminin ardından ,bir Ramazan Bayramı sevincini yaşadık .Mübarek günleri yaşadığımız Ramazan ayında, kutsal topraklarda olmak vardı. Kalbim Kutsal topraklarda atıyor . Hz. Peygamber (S.A.V)’in hayatının geçtiği mübarek mekan, Asr-ı saadete kapı açan kutsal topraklar. O Asr-ı Saadet ki, Peygamberimiz (s.a.v)’in hayat kaynağı olduğu muazzam zaman. Asr-ı Sadette olsaydım ömrümü feda ederdim İslam yolunda. Sahabe-i Kiram ’ın yetiştiği, ilim , İslam medeniyetinin inşa olduğu, İslam devletinin kurulduğu Medine şehrini, Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in indiği Nur dağını, Hira mağarasını görmeyi ne kadar da çok isterdim, On bir ayın Sultanı olan Ramazan ayını Kutsal topraklarda geçirmek isterdim.
Hz. Peygamber (S.A.V)’in geçtiği yollardan geçmeyi isterdim, doğup, büyüdüğü, yaşadığı Mekke’yi ziyaret etmek isterdim, Kabe-i Muazzama’da tavaf yapıp dualar etmek geçerdi hep içimden. Zaman içinde Ramazan ayında bir yolculuğa çıkıp, Medine-i Münevvere’yi ziyaret edip, ağlayarak , göz yaşlarımla Sana olan hasretimi dile getirmeyi arzulardım Ya Muhammed (S.A.V). Ümmetim, ümmetim diye feryat eden ,umudumuz olan , ufkumuzu açan Sevgili’nin (S.A.V) şefaatine inşallah mazhar olmayı gönülden arzuluyorum. Kim arzulamaz ki , Ona kavuşmayı,şefaatine nail olmayı ,kutsal topraklarda olmayı,her Mü’minin duasıdır orada olmak. Peygamber aşkıyla yanıp tutuşan gönlümle dualar ve salavatlar eşliğinde Medine-i Münevvere’ye varıp, yüz sürmek isterdim.
Yoluna canımız kurban Ya Resulallah! Ashabın Senin(S.A.V) yoldan geçtiğini anlarlardı, çünkü Senin geçtiğin sokaklar gül kokardı. Asr-ı Saadet döneminde yaşayan Hz. Hatice, Hz. Fatıma ya da ,Hz. Aişe (r.a)Validelerimizin yerinde olmayı ne kadar çok arzulardım.Ya da Senin hiç yanından ayrılmayan , her zaman yanında olup sana çok yakın olan sadık arkadaşın Hz. Ebu Bekir (R.A) Efendimizin yerinde olmayı ne de çok isterdim. Seni gören bir Sahabe de ben olsaydım Ya Resullallah!(S.A.V) Senin gül yüzüne doya doya bakmak isterdim. Ya da İslam’ı yayarken, cihat edip düşman ordusu ile , savaşta şehit olan bir Sahabe de ben olsaydım. Asr-ı Saadet’te olup Ashab-ı Suffe içinde olanlar arasına karışıp iman , ilim irfan ışığında yetişmek, İslam’ı alemin dört bir cihanına yayan fedakarlar arasında olmayı isterdim.
Ya Resulallah !(S.A.V), şimdi Sen yoksun ya, ümmetinin gönlü buruk, hüzün içinde . İslam ülkelerinin hali perişan, içler acısı, Müslümanlar savaş ve yoksullukla mücadele ediyor. Duana ne kadar çok da muhtacız ey Nebi!(S.A.V) Salat Sana olsun ey Nebi(S.A.V),Selam Sana olsun ey Sevgili(S.A.V)! Ey Allah’ın Habibi (S.A.V) Sana hasret kaldık, Sana meftunuz ey iki cihan Serveri(S.A.V)
Şimdi kutsal topraklarda olmak vardı. Buram buram Asr-ı Sadet’in kokusunu içime çekip, doya doya Kutsal topraklarda özlem gidermek vardı. Peygamberler’ in hayatının geçtiği mübarek mekanları gezip, görerek ibret alıp, hayatı yeni baştan yaşamak vardı. Günahlara tövbe edip, tertemiz bir sayfa açarak kutsal topraklarda adeta yeniden doğmak vardı. Göz yaşlarım akar, sel olurdu. Göz pınarlarımdan akan yaşlar denizlere, okyanuslara karışırdı. Bir ah çektim derinden. Bir teselli aradım. Huzur aradım. Huzura giden yolu Kutsal topraklarda buldum.
Manevi havayı teneffüs edip içime çekmek vardı. Hz. Peygamber (S.A.V)’in Peygamber olarak gönderildiği, alemlerin nura gark olduğu, iman, İslam ve ilimle nakış nakış dokuduğu kutsal topraklar. Şimdi kutsal topraklarda olmak vardı. İslam’ın ebedi olarak sönmeyen iki cihan güneşinin ışığı altında gökyüzüne bakıp , Alemlerin Efendisi’nin (S.A.V) muazzam mekanında ibadet etmek vardı. Senin gölgen altında gölgelenip, maneviyatından lezzet almak vardı.Ona salavatlar getirmek ,Salat ve Selamımı gönül dolusu sevgimle, samimi ve halisane bir şekilde arzetmek , iletmek vardı. Şimdi kutsal topraklarda olmak vardı. Ya Resulallah (S.A.V) canlar Sana, senin yoluna feda olsun.Ömrümüzü Senin yoluna adadık.İyi ki bizler Senin ümmetiniz.Ne kadar şükretsek azdır.Bizler aciz ve fakiriz. Senin şefaatine inşallah muhtacız.