Erdal Noyan’ın “Çay Molası” adlı deneme kitabı üzerine yazdık

“GELİMLİ GİDİMLİ” BİR DÜNYADA ERDAL NOYAN’IN DENEMELERİNİ OKUMAK

‘Çay Molası’nda dünya içre konukluğumuz

Erdal Noyan, “Çay Molası” adını verdiği denemelerinin ilk yazısı, ilk sayfasında, “Sinemada film seyrediyoruz sanki! Yaşananlar senaryo gereği, hiçbir şey gerçek değil, oyun oynanıyor” der. “İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanacaklar” der Peygamberimiz. “Ölüyoruz / demek ki yaşanılacak” der İsmet Özel de. Söz konusu ettiğimiz yazının son cümlesi de “Seyirciyi, sahneye itilmeden önce kendine getirecek çivi hangi çap ve boydadır?” diye bir soru imiyle sonlanır yazı. Gerçekten de Erdal Noyan’ın neredeyse bütün denemeleri insanı kendine getirecek uyarıcı çiviyi arar gibidir. Hüzünden bahsederken umuttan, bahardan ve gençlikten bahsederken kendi ses’inin ve kelime’sinin peşinden giderken de aradığı hep o insan ruhunun dip köşe bucaklarını yoklayarak onu harekete ve uyanmaya çağıran çivinin boyunun çapına ve derinliğine ulaştırmak ve insanoğluna eriştirmektir temel gayesi. “Soyut seviler çağı” gerilerde kalmıştır evet, insandaki sevgi sözcükleri de tükenmiştir amma “Yağmurda kavuşmak da güzeldir.” “Yağmurda şarkı söylemek de güzeldir” mesela. “Yağmurda her şey güzeldir”, “Yağmur güzeldir” nitekim. Noyan’ın tüm yazıları ‘insanı hayata çağırmak, çağrılamaktır’ diyebiliriz. İnsanı hayata yazgılı kılmak…Örneğin “Arada bir şaşıran” adlı denemesinde “Yaşar ve ölür insan, hepsi bu kadar mı?” diye sorar. Bu yüzden Noyan’ın denemeleri ademoğlunu ve havvakızını iyi, doğru ve güzele çağırmaktır da diyebiliriz. Kalemini ve kelâmını doğruluktan yana çalıştıran bir deneme yazarı Erdal Noyan. “Masum insan her zaman bedel öder” çünkü. Kendiyle, herkesle ve her şeyle kavgalıyken bile mazlumun yanındadır tarafı.

Erdal Noyan, Çay Molası adlı bu denemeler toplamında genel olarak okuyucuyla empati kurarak söz alır. Onunla duygudaşlığı çoğun “sen dili”yle gerçekleşir. Kitabın özelliklerine ek olarak bunun yanında insanın temiz tabiatına seslenen bir yazınsal tutumu vardır.

Dünya içre yolculuğunda “huzursuz” bir kalemdir Noyan. Ona göre “yazmak, huzursuz yaşamaktır.”

Bizse Çay Molası’nda konakladığımız bugünlerde onu en çok “Şiirde anlam” denemesiyle sevdik. Şöyle neticeleniyordu yazı: “Anlamcılıkta çok inatçıysanız, anlamsızlığa bürülü şiirden kendiniz için anlam üretin.”

Anlamcılıkta ısrar eden şiir okuru için güzel ve anlamlı, çıkış yolu öneren bir kapıdır bu. Bize bir anlam iletmeyen bir şiir karşısında “saçma!” deyip geçeriz. Geleneksel şiire şartlanmış okur, anlamını hemen ele vermeyen şiirler karşısında bir de bu yolu denemeli diyoruz. Oysa bu tarz yaklaşım genelde ihmal edilir ve araya kocaman önyargı duvarları dikilir: Anlamıyoruz!

Hayata, insana, yaşadıklarımıza dair bu ve benzeri birçok yoruma kapı aralayan yazılardan oluşuyor Çay Molası.

Hasılı kelâm, Erdal Noyan’ın Çay Molası adını verdiği bu “ışıklı yazılar” toplamı, yorgunluğumuzun, yoğunluğumuzun, telaşımızın, koşuşturmacanın hayat aralığında İnsanlığa sunulmuş bir armağandır vesselam…

Mustafa Nurullah Celep

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu