Kaan Eminoğlu
BATI, “TÜRKİYELİ EDEBİYATÇIYI” FONLUYOR, TÜRK HALKI NEDEN TÜRK EDEBİYATÇISINI FONLAMIYOR?
Bugün vasat bir “Türkiyeli yazar” Batı’nın makbul kabul ettiği tezlerin temalaştırıldığı kitapların büyük yayınevlerinden çıkması için müthiş bir fon aktarımı yapıyor.
Büyük fon gücü sayesinde vasat yazarları/şairleri edebiyat etkinliklerine çıkarıyor, onların kitap fuarlarında boy göstermelerini sağlıyor, gazetelerin kültür sanat sayfalarının bu “edebiyatçılara” tahsis edilmesini sağlıyor.
Böylesi bir atmosferde yurtsever, sosyal adaletsizliğin farkında olan, cumhuriyetçi şair ve yazarlara kendisini okurun karşısında gösterme şansı kalmıyor. Çünkü bu şair ve yazarlar kültürel emperyalizm tarafından makbul kabul edilmeyen bir sanat anlayışına ve dünya görüşüne sahipler.
Peki böylesi bir ortamda şair ve yazarlar cumhuriyetçi, yurtsever ve sosyal adaleti savunur pozisyonda kalabilirler mi? Maalesef hayır. Edebiyatçı da olsa insanlar takdir edilmek, eserinin okura ulaşmasını istemek, dünya görüşünden taviz vermek uğruna da olsa okunmak gibi arzulara sahipler.
Burada okura büyük bir vazife düşüyor. Bu şair ve yazarları fonlamak! Sakın “Bizim etimiz ne butumuz ne?” demeyin. Fonlamak sadece o şair ve yazara büyük maddi yardım yapmak demek değildir. Tüm cumhuriyetçi, yurtsever okurlar güçleri ölçüsünde bu fonlama işini yapabilir.
Nasıl mı? Anlatayım: İlk başta bu şair ve yazarların kitaplarını alarak, onları sosyal medyadan takip ederek, gönderilerini paylaşıp etkileşimlerini artırarak daha görünür kalmalarını sağlayarak. Yayınevlerinden, kitabevlerinden onların kitaplarını basmalarını ve satmalarını talep ederek.
Üniversitede öğrenci ya da hocaysa eğer üniversitede konferanslara davet ederek. Onlarla ilgili makale ve tez yazımında öğrencilere rehber olarak. Belediyelerin kültür sanat dairelerinden o yazar ve şairlerin etkinliklerini talep ederek.
Bu şair ve yazarların konferanslarına, imza günlerine, online etkinliklerine katılarak. Onların eserlerini etrafınızdaki insanlara tavsiye ederek, görünürlüklerinin artmasını sağlayarak. Okuduğunuz gazetenin kültür sanat sayfa editörlerine mail atarak o yazar ve şairlerle ilgili haberler, röportajlar talep ederek.
Böyle yaparsak ne mi olur? Yurtsever, cumhuriyetçi, sosyal adaleti savunan şair ve yazarların sesleri daha gür çıkar. Bilinçli bir okur kitlesinin arkalarında olduğunu bildikleri için görüşlerini daha güçlü bir sesle, daha büyük platformlardan dile getirme imkânına sahip olurlar.
Ey Türk okuru, kültürel iktidarı kaybediyorsunuz. Beni dinlemeye mecbursunuz. Kulaklarınızı tıkasanız da ben haykıracağım. Unutmayın çaresizseniz, çare yine sizsiniz.
Sesimize ses verin çığlık olalım.
