ALİ CELEP’İN İKİ DENEME-ELEŞTİRİ KİTABI / Hüseyin Peker
“Benim için şiir eleştirisi ince bir sanat ve bir yazınsal yaşama üslubudur. Şiir davasının kahrını üstlenen bir eylem olmakla birlikte başı dik yaşama bilincini diri tutan ciddi bir girişimdir… buna kısaca şiirle, ‘şiirin içinde özgürce düşünme’ fikri diyelim.”
Bu giriş cümlelerinde ‘özgürce düşünme’ fikri ne kadar hoşuma gitti bilseniz. Öncelikle dilini ve okuyup anladığı, hissettiği şiir evrenini çok iyi kullanma çabası ve yaklaştığı şiiri kucaklayarak, ona sevgiler taşırması önemli ve incelikli bir olay. Takdir edilmesi gerekli.
Şiirine eğildiğim insanların birkaçı dışında hiçbirini şahsen tanımıyorum. Bunu övünerek söylemesi de onun dürüstlüğünün bir parçası gibi geldi bana.
Şiirde kazandığı ve onda saygı duyurduğu etkiler, huylar (davranışlar) ve şiir sevgisinden parlayan sezgiler.. diye anlatılıyor bu çalışmalarda. Yazdıklarının akademik tandansını önemseyenler katında, yazılanlara çocukça tepki verenler hakkında da karşılık beklemediğini ifade ediyor Celep:
“Türkiye ve şiir bahsinde hayatım boyunca poetik düşünmekten ve Türk şiirinin bir parçası olarak yaşamaktan memnuniyet duydum”
İyi şiiri aradığını ifade eden Ali Celep, arada değişen dünyaya, 1950′ lerde yazılan ile bugün yazılan arasında uğranan değişime varan gözlemcilik serüveni ile objektifi geniş yelpazeyi aydınlatma peşinde.
Ali Celep ilk tanıdığımdan beri (aslında tanışmadım ama tanımaya başladım, duydum ondaki sesi) aklımı çelen şu düşünce var. Hüseyin Cöntürk sağ olsa, onu okusa ne derdi, nasıl karşılardı? Aynı şeyi Memet fuat için de düşündüm. İki ünlü eleştirmenimiz de yeni yazanlara karşı duyarlı kişilerdi. Eminim onunla ilgileneceklerdi bir şekilde. Belki Yeni Dergi’de, diğeri Yordam’da onu yazmaya davet edecekledi, Hatta Cöntürk Sapanca’da onun yanına gitmek üzere yola çıkmıştı bile. Şimdi edebiyat dünyasında buna benzer alışverişler azaldı. Herkes kendi kuyusunun etrafında dönen ve at gözlüğünden kopamayan vuruşma erleri gibi.
Bu güzel iki kitapta da (foto ortada) ‘Şiirin Göz Ağrısı’ biraz daha fazla ilgimi çekti nedense. Şimdi Ebubekir Eroğlu, İbrahim Tenekeci, Osman Özbahçe, Mustafa Celep, Selçuk Küpçük (Bu Ordulu şairi de pek severim) Bülent Keçeli, Ali K. Metin, Zeynep Arkan, Hayriye Ünal, Gonca Özmen, Baki Ayhan, Mehmet Can Doğan, Furkan Çalışkan (Kutsal Jeneratörler şairi) vb şairleri inceleme tezgahına alan, onlar üzerine güzel şeyler konuşma eğilimiyle dikkat çeken Ali Celep, göz dolduruyor. Onun Yeprem Türk gibi iki yakayı birbirine kaynaştıran yanını pek beğeniyorum. İşin olması gerekeni de budur. Ayrımcılık olmaz, bunun bir güzel örneği de Zafer Acar ve Yeprem Türk.. belki başkaları da var.
Ali Celep derinliği yakalıyor. Bir şair ustalığıyla şiiri, eseri her yakasından ele allıyor ve kolluyor. Onu bu engin çalışmasında yalnız bırakmamak gerek. Daha sonraları ayrıntılı biçimde dergilerde bu konuya yaklaşırım…
/::Hüseyin Peker sayfasından, 27 Şubat 2024, Metaverse.
kitapları sipariş etmek için tıklayınız:
https://www.kitapyurdu.com/yazar/ali-celep/258805.html
