Hikâye YazılarıKöşe Yazarları

Eskimeyen Yazılar | ‘Suya Düşen Dantel’ Üzerine

Cihan Aktaş’ın Suya Düşen Dantel Adlı Kitabı Üzerine Değiniler

Cihan Aktaş’ın ‘’Suya Düşen Dantel’’ adlı öykü kitabı ilk olarak 1999’da yılında yayımlanmıştır. Yapıtta insanı diyardan diyara dolaştıran, ilginç yolculuklara çıkaran ve toplumun bazı yaralarını bütün çıplaklığıyla ortaya çıkaran sekiz öykü yer almaktadır. Ben, bu kitapla Aktaş’ı ilk kez okudum. Daha önce okuyamadığım için de hayıflandım ve kendime sitem ettim. Cihan Hanım, oldukça üretken bir yazardır. İnceleme, araştırma, öykü ve roman türlerinde yazdığı eserlerle edebiyatımızın gelişmesine katkı sağlayan, kalemi bereketli ve kaim isimlerdendir. Cihan Aktaş, bazı eserleriyle birçok ödüle de layık görülmüştür.

Yazarın öykülerini okumaya başladığımda gözlem becerisinin fazlasıyla üst düzeyde olduğunu fark ettim. Bununla birlikte gözlemlediklerini ve hissettiklerini tasvir gücü yüksek cümlelerle harmanlayarak okuyucuya görsel bir şölen sunuyor adeta. Örneğin, bir yolculuk sırasında camdan gördüklerini, bir dağı, ırmağı, gölü, köhne bir evi veya yaşlı bir amcayı öylesine etkili resmediyor ki kendinizi tam da orada hissediyorsunuz. Böylece su misali akıp giden hikâyenin misafiri olabilirsiniz. Yazar, hikâyelerini sunarken dilimizin nimetlerini son derece verimli kullanmakla beraber bir mesaj verme kaygısı da taşımaktadır. Yazıldığı döneme ayna tutan kimi öyküler; mefkûresi uğruna yaşayan insanların, davasına sımsıkı tutunanların ve yolundan dönmeyenlerin anlatılarını ihtiva etmektedir. Ayrıca insanı derinden sarsan acılara, ruhu yaralayan pişmanlıklara, gönül yorgunluklarına ve yürek çarpıntılarına yer verilmiştir. Aktaş’ın kimi öykülerinde okudukça çözülüyor olaylar, bağlantılar ve aktarılmak istenen mesajlar. Bir bulmaca gibi hem düşündürüyor hem merak ettiriyor hem de ilerlemek için çaba istiyor.

Dağın Öteki Yüzü adlı hikâyede bir kaçışı, uzaklaşmayı tasvir etmektedir. Yüreğinin aczini, ruhunun yaralarını arkadaşıyla gittiği bir tatil beldesinde sarmaya çalışan kahramanımız, geride kalandan yine de kurtulamamaktadır. Deniz kenarındaki kasabada, mütemadiyen onu düşünerek geçmektedir günleri. Aklını, gönlünü, zihnini esir alan bağlılıktan kurtulma mücadelesi vermektedir. İçindeki boşluğun sızısı ruhunda derin yaralar açmaktadır. Aktaş, ayrılığa alışmaya çalışan bir karakteri ve içinde bulunduğu karmaşık duyguların yansımalarını akıcı bir dille nakletmektedir. Yazar, kahraman üzerinden bir yandan kaçışı anlatırken diğer taraftan da hayatı sorgulamaktadır. ‘’İnsanların ve sözcüklerin ucuzlatıldığı bir dünyada aşk mümkün müydü?’’ (s.14)

Aile Fotoğrafı, eşinden ayrılan bir kadının yaşantısından kesitler sunmaktadır. Kadının dilinden anlatılan öyküde yazar, sanki bir zihin okuması yaptırmaktadır. Yazar, ayrılık ertesinde gelişen ve farklılaşan alışkanlıkların gündelik yaşama yansımalarına değinmektedir. Evlilik, bekârlık, dünya görüşü, iş hayatı, ev hayatı ve bir de çocukla ilgili değişen durumlar kadının ağzından okurla buluşmaktadır. Boşanmış bir kadın olarak hayatın zor taraflarıyla tanışan kahraman, ailecek çekildikleri fotoğrafı çocuğunun görmesiyle ifade edilmesi güç durumlara düşmektedir. Oğlunun zor soruları karşısında afallamaktadır. Fotoğraflar, geçmişe ait bir görüntü de olsa o an içinde barındırdığı duygularla insanı maziye götürmektedir.

Reklam 1

‘’Boşluk’’ isimli öyküde darbeden sonra nezarete atılan ve on altı yıldır haber alınamayan bir evlat ile yüreği evlat hasretiyle yanan bir anne anlatılmaktadır. Oğlun kitaplara olan düşkünlüğünden, erdemli oluşundan, merhametinden bahsedilmektedir. Tarihimizin karanlık dönemlerine atıfta bulunan yazar; geride kalan onca insanın çektiği acılardan birini örneklendirmektedir. Yaşayıp yaşamadığı bilinmeyen bir insanın arkasında bıraktığı keder, elem ve naçarlık yazarın etkili kaleminden okurun duygu deryasına süzülmektedir. ‘’Oğlum, on altı yıllık özlemim, soğuk gülüşüm, uykusuzluğum. Oğlum, uzun gecelerde bitmeyen türküm.’’(s.63) Boşluk; bekleyişin, hasretin, acının, belirsizliğin, çaresizliğin ve vazgeçişin öyküsü.

Cihan Aktaş’ın öykülerinde; toplumun içinde bulunduğu sıkışmışlığı, kadının yerini, muhtelif sosyal meselelerin sıradan insanlar üzerindeki etkilerini görmekteyiz. Yazar, zihnindeki felsefesini veya hayata dair inançlarını hikâyeleri aracılığıyla aktarmaktadır. Üslubunu gerektiği gibi kullanmaktadır. Kimi zaman nahif kimi zaman da serttir dili. Yazıldığı dönemin koşullarına ve o zamanın içtimai yapısına ayna tutar nitelikteki bu eser, yazarın kendi anlayışını da gözler önüne sermektedir.

AKTAŞ, Cihan, Suya Düşen Dantel, İz Yayıncılık, İstanbul, 2018.

Burhan ALSAN

Reklam 2 Makale

Burhan Alsan

Kitap Eleştirmeni

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam 3 Yorum
Başa dön tuşu