Manifesto

Taze Söz Türk Milleti Yazarlar Cemiyeti [Bir Manifesto Denemesi, 2021.]

Mustafa Nurullah Celep

Taze Söz Türk Milleti Yazarlar Cemiyeti

[Bir Manifesto Denemesi]

Şair, çalışıyor.

Yazarlar, çalışıyor.

Reklam 1

Mal mülk makam mevki kaygısından azade, kalıcı olanın peşinde, yeni yapılar kuruyorlar.

Söz uçar yazı kalır.

Bu fani evrende kalıcı olan, yeni sözel ve şiirsel yapılar kurmaktır.

Sözcüklerden yeni bir dünya inşa etmektir.

Kalıcı olan budur.

Bu yaz, Karasu’da yine oteller hınca hınç dolacak…

Şair, yazar, romancı, hikâyeci, eleştirmen alem keyif içindeyken, bu dünyaya sözcüklerle çizik atmanın derdine düşecek.

Sığ güruh, kahve köşelerinde köleler gibi pişti oynarken; eleştirmen, iyi şiiri kötü şiirden, iyi öyküyü niteliksiz olanından, sıkı örgütlenmiş ve kompoze edilmiş bir romanı, mantık silsilesinin gözetilmediği gevşek olay örgülü kötü bir romandan ayırt edecek…

Cemal Süreya, bir söyleşisinde “Şairlik de bir nevi dervişlik değil mi zaten?” diye soruyordu. (1)

Herkesler sığ dip köşelerde, modern organizasyonlar içindeki ofis binalarında ömür tüketirken şairin, yazarın, eleştirmenin sözcüklerin ilk anlamlarına, kök değerlerine ulaşma çabası da bir nevi dervişlik değil midir?

Klişenin boyunduruğundaki günümüz Türk şairini, güneşin altındaki taze söze davet etmek de bir nevi dervişlik değil midir?

Kağşamış bir duyarlığın köhne bir ürünü bugünün şiirini İkinci Yeni topraklarına çağırmak da bir nevi dervişlik değil midir?

Şairin, “Türk şiirinde bir akım başlattım, Türk şiirini ben yönlendiriyorum,” adlı banal ve hastalıklı kibrinden ve kulesinden uzakta, Pir-i Yunus Emre ve ve Mevlana gibi gönül topraklarında “şiir çapalamak” da bir nevi dervişlik değil midir?

Sığ edebiyat ortamında niteliksiz şairin çiçek böcek ve bilumum akla ziyan uğraşlarla zaman kaybı etkinlikler sarmalında kaybolması karşısında, hikâyecinin, insanoğlunun epik serüvenini anlatan roman yazarının, acının tokmağına maruz ve meftun şairin, üdebayı ve şuarayı taze söze çağırma-çağrılama sevdalısı eleştirmenin ömürlük azmi ve kararlılığı da bir nevi dervişlik değil midir?

Taze söz, Turgut Uyar’dır. (2)

Taze söz, Körfez, Şahdamar, Sesler’dir. (3)

Taze söz, Yanardağın Üstündeki Kuş’tur. (4)

Taze söz, “Yüreğin Yaban Argosu”dur. (5)

Taze söz, “Galata Kulesi”dir. (6)

Taze söz, Edip’in kelimelerindeki kan lekeleridir. (7)

Taze söz, “Devlet ve Tabiat”tır. (8)

Taze söz;

“-Usta

Yine tuhaf şeyler düşünüyorsun.”

-“Düşünüyorum evlat.

Geçmiş olsun.”

-“Eyvallah usta.

Düşünmek değiştirmez hayatı.”

Mısralarıdır. (9)

Taze söz, Akdeniz’in Ufka Doğru Mora Çalan Mavisi’dir. (10)

Taze söz;

Artist milletizdir.

Bizde defaten ölünür

ve kalkılır ki sofralarda

hamdüsenalarla palalarla

el yıkanmadan

ağız misvaklanmadan

zinhar vurulmaz ha

ne dosta ne düşmana”

Mısralarındaki kavi itikattır. (11)

Taze söz, tefeci kurumlarının belasına maruz kalmış modern insanı, kapitalist ejderlerle savaşmaya çağırmaktır, Harp Çantası’dır. (12)

Taze söz, Çarpışma, Ayrılık Çeşmesi İstasyonu’dur. (13)

Taze söz;

“Yılma çiçekler açacak

Döşemesi olarak yerkürenin açacaklar

Buna inan. Dört yol varsa dördünü de gör

Yalnız birine git bizzat kendin

Felek seni izler yıldızlar seni

Şarkılarla, neşeyle, dağılan yağmurla

Etraf gökyüzü saçların sıkıntılarını kapatır

Hazin bir durum değil

Yaraların yararınadır.”

Mısralarındaki kararlılıktır. (14)

Taze söz, Yoğun Bakımda Umut’tur. (15)

Taze söz, “okunmazlık abidesi” suya tirit deneysel metinler üretmek değil, taş binalar arasındaki kalakalmış meleği, yaratıcı bir şiir zekâsıyla açığa çıkarmaktır.

Taze söz;

Bir ivmedir bende visal ben hep buna inandım

Bu yüzden yarım kalmaz benim hiç ataklarım

Bu yüzden tazelenir demde çay

Bu yüzden dersimden geçer tüm içli çocuklar

Çocuklar vuslattır ve nihayet anladım.”

Mısralarındaki bütüne hasrettir. (16)

Taze söz, reel-politiğe ve diplomatik bir dile dostlukların kurban verildiği alçak bir dünyada, “içinde yar sesi olan bir dili” aramak, aramak ama bulamamaktır. (17)

Taze söz, sanal büyülü bir gerçekliğin tam ortasında, durup “Meleklerin Nerede?” diye sormaktır. (18)

Zaman değişir. Dünya değişir. Şartlar ve mekanlar da değişir. Değişmeyen yazıdır. Dünya, metindir.

Dijitalin kucağına, pandemi ile birlikte atıldık, yuvarlandık.

Taze söz, dijitale rağmen taze sözdür.

Taze söz, dijitalin hükümranlığına rağmen, hayatı savunmak, hakikatin tarafında yer almaktır.

Taze söz, hakikatin iktidarının başlangıç temrinleridir.

Taze söz, mezar taşlarındaki metafizik özgürlük ifadeleridir.

Ölü bir uygarlıkta…

Tüm insani değerlerin alaşağı edildiği bir dünyada…

Adam kayırmanın ve yoz insan ilişkilerinin temel belirleyen olduğu bir hayatta…

Yokluğa, Hiçliğe ramak kala Dünyanın trajik acısının ruhu kıskıvrak yakaladığı bir demde…

Taze Söz:

Umut, direnç, heyecan, coşku, azim, kararlılık, sebat, sabır, dostluk, vefa, hareket, dinamizm, canlılık, yürümek ve koşmak, konuşmak ve sorgulamak, sevinmek ve neşelenmek, devinmek ve adım atmak, umut etmek ve türkü söylemek, âşık olmak ve şiir yazmak, katılmak ve alkışlamak, dinlemek ve anlatmak, salınmak ve terlemek, kazmak ve küremek, çabalamak ve gayret etmek, yorulmak ve dinlenmek, çalışmak ve savaşmak…

Çalışmak…

Çalışmak…

Ve çok çalışmak…

Bedbinliğin ve acının bordasında…

Şiirden…

Şiirden…

Şiirden konuşmak değilse nedir?

 ~~~

1.Cemal Süreya, Güvercin Curnatası, Haz. Nursel Duruel, YKY, Haziran 1997, İst. s. 156.

2.Turgut Uyar, Büyük Saat, “Güneşi Bol Ülke,” YKY, Ekim 2005, İst. s. 283.

3.Sezai Karakoç, Gün Doğmadan, Diriliş Yay. 2000, İst.

4.Ülkü Tamer, Yanardağın Üstündeki Kuş, YKY, 2005, İst.

5.Cemal Süreya, Sevda Sözleri, Şubat 2000, YKY, İst. s. 93.

6.İlhan Berk, Eşik, Toplu Şiirler – 1, 1947 – 1975, YKY, Nisan 2001, İst. s. 222.

7.Edip Cansever, Yerçekimli Karanfil, “Mendilimde Kan Sesleri,” Adam Yay., 1999, İst. s. 402.

8.Ece Ayhan, Bütün Yort Savul’lar, YKY, 2005, İst.

9. Nazım Hikmet, Memleketimden İnsan Manzaraları, YKY, Haziran 2008, İst. s. 18.

10.İsmet Özel, Erbain, Şule Yay., Ekim 2005, İst. s. 97.

11.Cahit Zarifoğlu, Şiirler, “Busat”, Beyan Yay. 1989, İst. s. 262.

12.Ali Celep, “Harp Çantası”, Kertenkele, S.19-20.

13.Bünyamin Gürel, Su Lekesi, Klaros Yay., Şubat 2021, Ank.

14.Abdulkadir Akdemir, “Ölüler Fihristi” adlı dosyadan.

15.Rahime Kösem Alcan, Yoğun Bakımda Umut, Klaros Yay., Şubat 2021, Ank.

16.Barış Kavas, “Panik Hayır Hayat Evet”, www.elestirel.net,  erişim: 26 Şubat 2020.

17.Celal Fedai, “Uluma”nın Poetikası Ya Da Ne Mene Şeydir Şiir”, İstanbul Bir Nokta, Ocak 2021, S. 228.

18.Selvigül Kandoğmuş Şahin, “Meleklerin Nerede?”, İstanbul Bir Nokta, Kasım 2020, S. 226.

[2021, Alarga, sayı 1]

[2021, Eleştirel.net]

Reklam 2 Makale

Mustafa Nurullah Celep

haberedebiyat.com Genel Yayın Yönetmeni & Edebiyat Eleştirmeni-Kitap Editörü

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam 3 Yorum
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyicinizi Lütfen Kapatın!

Sitemizi Reklamlarla Fİnanse Ediyoruz Lütfen Reklam Engelleyiciyi Kapatın Anlayışınız İçin Teşekkür Ederiz.