Dergi KritikleriDergilerEleştiriKöşe YazarlarıönemliŞiir DeyinceŞiir Yazıları

Bir Başına Yeprem Türk Üzerine: 4 | Ali Celep Yazdı…

Şair-Eleştirmen Ali Celep'in kadir kıymet bilen hakkaniyetli yazıları devam edecek. Sadece haberedebiyat.com'da...

ALİ CELEP

BİR BAŞINA YEPREM TÜRK ÜZERİNE

4.

İşine gücüne bakan, gücü yettiğince işine odaklanan, sanki o işi kendisinden başka yapacak biri kalmamış duygusuyla işine sarılan, yaptığını sorumluluk bilinciyle açıklamaya çalışan, hünerlice değil de görev-ödev anlayışıyla yola çıkmış, kendine mahsus bir yazın davranışı modelleyen, diyeceğim özgece yaptıkça kendileyin açıklayan biri Yeprem Türk. Bir defa iyi niyetinden kuşku duymuyoruz onun. İkincisi yüksek bir dille ve sade konuşmayı seviyor. Ama yukarıda değindiğim gibi, hünerli değil. Hünerli davranmaya gücü olmadığından değil, vakti yok da ondan. Hemen yapıp hızla açıklamak çünkü böyle bir şeydir. Onun özge, kendileyin işlerinden belki en mühimi, yaptığı şiir yıllıklarıdır. Bende 2022 ve 2023 sayıları var. Sayıları diyorum çünkü yıllıkları dergi planında periyodik olarak dolaşıma sokmayı tercih ediyor Türk.

Çıkardığı Kuruluş adlı dergide, henüz yayımlanmış şiirler üzerine dipnotlar düşüyor. Bu dipnotlar üzerinde kesin ya da yaklaşık kararını yıllıklarına taşıyor. Türk’ün yıllıklarına seçtiği şiirlere yaklaşımına birkaç yönlü bakabiliriz. Şairler yelpazesini çok geniş tutuyor. Sanki kimsenin hatrı gönlü kalsın istemiyor gibi davranıyor. Ne ki ne yapsanız, arzu etmeseniz de, bir şiir yıllığı yapıyorsanız, kimileri dışarıda kalır. Bana kalırsa, Türk’ün yıllığı bahsinde,  bakışa göre, dışarıda kalmanın daha hayırlı yönleri de var görünebilir. Şiirinizin, Türk’ün yıllığına alınışına alınganlık da gösterebilirsiniz. Çünkü o, genel yıllık anlayışından farklı olarak, bir şiiri yıllığına seçmekle yetinmiyor, seçtiği şiirin başına küçük bir not, kısa bir değerlendirme de konduruyor. Bu değerlendirmeyi okuduğunuzda, yıllık içinde şiirinize yer ayrılmasına sevinme ya da üzülme olasılığı vardır. Üzülme ihtimaliniz iki sebepten ötürü olabilir. Birincisi, beğenmediği halde şiiriniz Türk tarafından yıllığa alınmıştır. Bu durumda Türk, şiirin sahibini saygılı bir şekilde sahneden almaktan yüksünmeyen bir tavır gösteriyor. Bir nevi alttan alta ‘senin işin bitmiş, seni artık sahneye almayacağım’, açık bir ifadeyle  ‘seni son kez yıllığa alıyorum’ diyor. Bu, yıllığa alınan şairin, Türk cihetinden saygıyla silinişidir. İkincisi, beğenip de yıllığına aldığı şiir hakkındaki kısa değerlendirmesinde, size göre isabetsiz kıyaslamalar, size göre pek de ilgili olmayan benzetmeler ya da tespitler yine canınızı sıkabilir. Böylece ‘anlaşılamama’ sorunu yıllıkta sizin için baş ağrısına dönüşebilir.  Kısaca Türk, yıllığına aldığı her şiire, beğenin, beğenmeyin, bir değer biçiyor. Her ne kadar değer biçme bahsinde sakınımsız görünse de genel anlamda korumacı bir tutumu benimsiyor. Onun bu tutumunda kimseye eyvallahı olmamasının etkisi olduğu gibi, Türkiye’de bu tarzda yıllık çıkaran tek kişi olmasının da rolü olabilir. Eğer Türk, yıllığına aldığı şiiri beğenir de değerlendirmesinde size göre isabet kaydederse, iki taraf açısından bir yıllığın işlevi, ‘görece’ gerçekleşmiş demektir. ‘Görece’ diyorum çünkü bütün yıllıkların, beğeni katında öznel ve görece bir işlev yüklendiği unutulmasın.

Reklam 1

Sonuçta yıllığı hazırlayanın ve şiiri yıllığa alınanın, öznel ve görece bir ortaklaşmanın etkisiyle ürüne yer beğendikleri açıktır. Yeprem Türk’ün şairleri korumacı tavrının, istisnai durumlarda kayırmacı bir duyguya büründüğü de oluyor. Buna duygu diyorum çünkü bu istisnai durumlarda onun eleştirmenliği elinin tersiyle bir kenara ittiğini görebiliyoruz. Üstat ya da çok değer verdiği yahut bazı özel ve anlamlı ilişkiler geliştirdiğinden ötürü kendi dünyasında büyük yer ayırdığı isimler mevzu bahis olduğunda veyahut yakın arkadaş çevresi diyebileceğimiz isimlere gelince, Türk’ün eleştirmenliğini çekinmeden çekmeceye koyduğu görülebiliyor. Yeprem Türk yıllıklarının en zayıf yanı kanımca onun bu duygusal tavrıdır. Cahit Zarifoğlu, Sezai Karakoç gibi Türk şiir ikliminin büyük isimleri, yaşadıkları dönemlerde, kendilerinde eleştiri yeteneği gördüğü gençlere, şiirleri hakkında kaleme alınmış metinlerin bütünüyle övgüyü esas almamasını tavsiye etmişlerdir. Mesela Cahit Zarifoğlu’nun, şiirleri hakkında salt övgü içerikli yazılar yazanlardan büyük rahatsızlık duyduğunu biliyoruz. Eleştirinin hakkı ve işlevi iyi şiiri, daha iyisine kışkırtmaktan başka nedir ki! Ne ki üstada saygının düşünceyi kilitlediği, duygusal reflekslerin putlaştırmanın temellerini kurduğu, seçkin ve sağduyulu eleştirel yaklaşımın, mevcut ortamı domine eden çevrelerce ayıplandığı, iyi şiirin, dürüst, nesnel/namuslu eleştirinin, sağlam ve donanımlı yazın tavrının, hepimizin bildiği muhitlerin blokesine maruz kaldığı bir vasatta, çıtasını Türk şiirinin büyük ufkuna koymuş ‘saf gerçeklik’ten öte sığınabileceğimiz bir liman olmasa gerek. İnsanı insan yapan, kendiyle dürüstçe yüzleşme kabiliyetidir. Yeprem Türk’ün bir başına bugüne kadar yaptıkları, onda bu kabiliyetin fazlasıyla var bulunduğunun kanıtıdır. Türk’ün yaptıkları o kadar çeşitli ve verimli okumalara neden oluyor ki bunun sonuçlarını başka bir yazıya taşıyalım.

İlk 3 yazıyı okumak isteyenler için link şuradadır:

Reklam 2 Makale

Ali Celep

Şair-Eleştirmen

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam 3 Yorum
Başa dön tuşu