EleştiriŞiir Yazıları

Underground Jenerasyondan Bir Şair: Kadir Tepe ve Şiiri

Yeraltından yükselen şiirin cereyan etmesi ve nidası... Şair-Eleştirmen Mustafa N. Celep, tarassut etti...

Mustafa Nurullah Celep

Underground Jenerasyondan Bir Şair: Kadir Tepe ve Şiiri

Kadir Tepe’nin “Ayıp El İşaretleriyle Gösterilen Uzaklıklar” Adlı Şiir Kitabı, Fabrik Kitap’tan Çıktı!

Genç şair çalışıyor…

Genç şiir, yer altının ayak basılmadık topraklarına inerek birbirimize yapay sınırlar çektiğimiz pek modern hayatları kıyasıya eleştiriyor.

Reklam 1

Genç şair, kimsenin gözünün yaşına bakmadan, kirin pasın dünyasından yerin yüzeyine çıkarak varoluşunu dünyaya kanıtlamanın aşırı uç şiirsel deneyimlerine imza atıyor.

2001 doğumlu Kadir Tepe de bu delifişek şairlerden cesaretli yüklü oluşuyla dikkat çekiyor.

Kadir Tepe, modern dünyanın ve içtenliksiz hayatların üzerine üzerine gidiyor.

Kadir Tepe, argonun, kanın, çamurun, sidiğin, pis kanın tekinsiz ikliminden okura sesleniyor.

Kadir Tepe, bu şiir kitabıyla plastikten “manken” dünyalara sert bir vuruş sergiliyor. Plastikten insanların, yapay insan ilişkilerinin “karşı” şiirini yazıyor. Dışlanmışın, yoksulun, ötekinin, çirkinin, yalnızın şiirini yazıyor.

“yani balçığı kalıba dökmeden oluşan

plastik mankendi dünya”

Oluşan bu etkili argo-dilin öne çıkan izlekleri ise şunlar: Aşk, ölüm, intihar, yoksulluk, zenginlerin ikiyüzlülüğü, riya, cinsellik, gösteriş, pornografi. “Çirkinin estetiği” diyebileceğimiz postmodern yadırgatıcı pıtraklı bir dil ve söyleme sahip bu şiirler, çizgi-dışı oluşuyla da dikkat çekiyor.

“ve domuzların kendi bokunu yemesi gibiydi

yaşam denen şey

yaşam denen şey evrenin her gün

sütyenini değiştirmesiydi”

Bu şiiri eğer tanımlayacaksak şu kelimelerle ifade edebiliriz ancak: Bu şiir, hayata ‘bir sifonun çekildiği anda’ başlayanların şiiridir. Yara almış bir öznedir bu şiirde konuşan. Anti-lirik bir şiir kişisidir. Ahmet Güntan’nın “kalp otuzbiri” dediği şiirin tam tersi bir istikamette yürüyen ve koşan, anti-romantik, klişe karşıtı, derisi yüzülmüş Nesimi’nin şiiri, kellesi uçurulmuş Nef’i’nin şiiridir. Yer yer İsmet Özel’in varoluşçu şiir söylemini taklit eden, Bukovski ve küçük iskender dolaylarında dolaşan, intiharın eşiğinde, anti-kapitalist bir şiir.

“gece geldi, gece uçunca gündüze sarkıntılık etti

bütün kış astım haplarıyla geçti

                yağmur geç kalınca

çünkü geç derdi ünlü ozan mayakovski

yağmur geç kalınca

     işte o zaman underground”

Kadir Tepe’nin yazdığı şiirler, gündelik hayatın bir eleştirisini sunuyor okuyucuya. Sevgiden çok, nefrete inanan bir şiir. Sebep? Zenginlerin şaha kalkan refah düzeyi! Kadir Tepe, gündelik hayatın içindeki yapaylıkları, sahte insan ilişkilerini deşifre etmesiyle dikkat çekiyor. Modern şehirli insanın çok yüzlülüğünü yüzüne vurarak kaostaki doğallığı ve parçalanmışlığı açığa çıkartıyor. Tepe’nin şiirine “anarko-bilincin” şiiri de diyebiliriz. Sidiğin, çamurun, özgür engereklerin şiiri.

“gırtlağım yapışırdı beynime

              işte o zaman düşünürdüm

insan et kaç derecede pişerdi?

              kin kime servis edilirdi ki?

şimdi rugan çizmelerimden akan sidik ve çamur

yahut yatağımdan fırlayan

              özgür engerekler vardı

-fıght club-“

Bugün “başka” bir şiir yazılıyor artık. Kadir Tepe, işte bu ‘başka’ şairlerden. Hoşunuza giden değil, boşunuza gelen bir şiir yazıyor. İronik bir kendiliğindenlikle yazılıyor bu şiir. Modern insanın günlük ritüellerinin zıddına gidilerek yazılıyor.

İşte Kadir Tepe de sert bir kroşe ve kaosa katkısıyla bir anti-modern ve Rabbine yönelik hassasiyetiyle de Müslüman-Anarşist bir şair olduğunu tescillemiş oluyor.

Modern değerlere karşı muzip bir kural bozucu.

Ruhsatsız Dergi’nin Fabrik Kitap serisinden…

Reklam 2 Makale

Mustafa Nurullah Celep

haberedebiyat.com Genel Yayın Yönetmeni & Edebiyat Eleştirmeni-Kitap Editörü

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam 3 Yorum
Başa dön tuşu