İktibasMustafa N. Celep ArşiviŞiir Yazıları

Ateş Bandosu’nda Cenk Marşları | Mustafa Uçurum

Mustafa Uçurum, Mustafa Celep'in Ateş Bandosu adlı ilk şiir kitabı üzerine yazdı. Eylül, 2011.

ATEŞ BANDOSU’NDAN CENK MARŞLARI

MUSTAFA UÇURUM

Gürültülü bir hayatımız var. Kendimize ne kadar sakinliği telkin etsek de yaşadığımız çağ kendini susmak bilmez bir koroya teslim etmiş durumda. Durmamız, konuşmamız, sevdamız bile yüksek bir perdeden seslenir oldu. Suskunluğu, sakinliği kaldıramayan zamanlar yaşıyoruz.
Şiirin zihne yaptığı ilk çağırışım; sakinliktir. Bu çağrışım özellikle günümüz şiirinde geçerliliğini yitirmeye başladı. Edebiyatımızın birçok döneminde şiirin yükselen sesini de duyduğumuz olmuştu ama günümüzde şairler bütün ezberleri bozan bir savaş hazırlığına girişmiş durumdalar.
Mustafa Celep, ilk kitabı Ateş Bandosu ile dergilerden sonra kitabıyla karşımızda. Kitabın isminden de anlaşılacağı gibi karşımızda sesini yükselten bir şair duruyor. Kitabın ilk şiiri “Çıkartma” ile şair amacını belli ediyor. “Tanrım, zincirlerimi çöz, aşka ışık olayım / Tanrım, göğsümü geniş kıl, konuşabileyim”
Şair, söyleyecek sözü olan kişidir. Şiiri ne kadar imgelerle dolu olsa da, üstü kapalı olsa da sözünü hedefe en isabetli gönderen kişidir. Mustafa Celep’in şiirlerinde her şey yerindedir ve şair sözünü dosdoğru dile getirmektedir. Çünkü şair teslim olması gerekene tam bir bağlılıkla yüz dönmüştür. “İşte kapındayım, köz oldum dirilt beni.”
Günümüz genç şairlerinin sık kullandıkları ve en çok eleştirildikleri şiirdeki tekrarlar, Mustafa Celep şiirinin en değişmezleri arasındadır. Şiirde tekrarlar yerinde kullanılmadığı zaman, şiiri boğan, ritmi bozan bir özellik olarak karşımıza çıkmakta. Ateş Bandosu’ndaki şiirlerde de tekrarlar göze çarpan en belirgin tekniklerden biri. Fakat şiiri boğmayan, ritmi kuvvetlendiren, şiirin temasını zihne işleten bir ustalıkla karşımızda durmakta. Kitabın ilk şiiri Çıkartma’da Mustafa Celep; “ben buradayım” seslenişini on bir kez yineliyor ama bu yinelemeler yerli yerinde olduğundan kulağı tırmalamıyor.
“Ben buradayım bir yere gitmiyorum
Ben buradayım ve size yalvarıyorum
Ben buradayım siz gidin ben gelmiyorum”

“Zatıyla bir adamın bir adama ettiği
Zatıyla bir kadının çocuklara ettiği
Zatıyla komutanın komut verdiği” (s.20)
Her şeyi kategorize etme alışkanlığı artık yakamıza iyice yapıştı. İnsanları, mekânları, çiçekleri, esen rüzgârı, geçip giden günleri gruplara ayırmadan duramıyoruz. Yeni yeni adlandırmalar yapar olduk. Yeni isimler icat ettik. Şiirimiz de bundan payını aldı. Günümüzün sesi yüksek şiirine neoepik dedik. Hatta neoepik şiir ve diğerleri diyecek kadar ileri gidenler bile oldu. Böyle bir sınıflandırmada Mustafa Celep’in şiirlerini illaki bir yere oturtacaksak, neoepik şiirin tanımının başköşesine koymamız gerekir. Bunu yaparken onun bir şiirinden yola çıkarak değil bütün şiirleri göz önüne alınarak bu adlandırma yapılmalı. Çünkü Mustafa Celep’in şiirleri sesi yüksek, direnci bilenmiş ve “konuştukça güzelleşen bir savaş şarkısıyım” diyen bir şiirdir. Onun şiirlerinde Ateş Bandoları, esrik atlar, hançerler, kahraman halklar, ehl-i kılıç” tam tekmil bir savaş için hazırdır. Direnişin, soylu bir başkaldırının dizelerden ayağa kalkmasıdır.
Şair yeni şeyler söylemek için yola düşendir. Eskinin tekrarı, kendinin tekrarı olan şiir günübirlik bir hevesten öteye gidemez. Mustafa Celep şiir poetikasını yine bir şiiriyle ortaya koyuyor. “Herkes gibi değil asaletten çatlayarak” şiiri onun poetik başkaldırısının şiiridir. Bu şiir ayrıca, bir poetikanın ortaya konmasının yanında şiir dünyasına da eleştiriler içeren bir şiirdir.
“Yeni bir şiir tarzı gerekli bu sarhoş akıntıya
Herkes gibi değil asaletten çatlayarak
Damar damar coşturup kanı bir davranış biçimi yani bir bakış bir karşılık olarak”
Ve şair görendir, görmesi gerekeni, en hassas olunması gerekene duyarlı olandır. Mustafa Celep Ortadoğu, Filistin, Amerika vurguları ile bu duyarlılığını şiirlerinde ortaya koymuş ve duyarsızlığa karşı duruşunu pekiştirmiştir.
“Kan revandı Ortadoğu atları yorgun düştü
Amerika! Amerika!
Kanlı güller gibiydi bakışın Ortadoğu’da
Kanlı güller gibiydi.”
“Filistin’de bir çocuk Filistin’de bir adam Filistin’de bir kadın kadınlar
Aklımın ortasında bir tomurcuk savaşmaya açıyordu Ortadoğu kan revan”
Mustafa Celep, Ateş Bandosu ile akıp giden düzeni bozmak için düştüğü notları bir koro halinde seslendirmiş ve meydanda olduğunu bir kez daha haykırmıştır. Bu ilk kitap gösteriyor ki, Mustafa Celep’in söyleyecek daha çok sözü olacaktır. Çünkü dünyanın düzeni ritmi bozuk şekilde akmaya devam ediyor.
“Ben o hançerden konuşmaya geldim
O yürüyüşe açılan şafak ne güzeldir koşmaya geldim.”

Reklam 1
Reklam 2 Makale

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam 3 Yorum
Başa dön tuşu