Hikâye Yazılarıönemli

Madde ile mana arasında: “Sevdalı Bir Yelpaze”

Mustafa Nurullah Celep

Madde ile mana arasında: “Sevdalı Bir Yelpaze” (*)

Kalbî ve hasbî olanla ziynetlendirilmiş bir kalemi var Hüzeyme Yeşim Koçak’ın. Mana âleminde gezinen, ruh çeperleri derin bir hikâye damarı var yazarın. Hemen her şeyin, her değerin sathileşip pörsüdüğü, insani, milli ve manevi olanın alaşağı edildiği bu yapay ve sanal cennetler çağında, kalemini ısrarla sahici olana yönelten bu ve benzeri güzide kadın yazarların, yıpratılmış yaşlı ve yoksul dünyamızda, eserleri üzerine yorum denemeleri yazmak da bir zenginliktir diyorum. Bunun yanında bu değerliyazarların değerini takdir etmek, eski ama eskimeyenin ruhunu bir nebze taşıyan yeni yazarların da üzerinde bir vazife, bir sorumluluktur.  Bu manada, eski ama eskimeyen geleneksel bir ruhun, bir dünyanın, bir değerler manzumesinin yazarı olarak Hüzeyme Yeşim Koçak’ın bende mevcut Sevdalı Bir Yelpaze adlı hikâye kitabını değerlendirmek de ayrıca ruhuma şevk vermesinin yanında, manevi dünyama da gür bir ışık ve renk kattığını söylemek boynumun borcudur.

Sevdalı Bir Yelpaze, madde ile mana âlemleri arasında, kalbi uhreviyattan yana çarpan bir kavşak noktasında duruyor.

Mehmet Kaplan’dan mülhem diyebiliriz ki Koçak tezatlarla kuruyor tahkiye sanatını. Bu bağlamda Sevdalı Bir Yelpaze, hikâye kişilerinin iki ayrı dünyaya dair gerilimli yönelişleriyle işte bu tezatlardan güç alıyor, diyebiliriz. Bu tezatlar âleminde Koçak’ın hikâye kişilerinin, değer bakımından yoksunlaşmış bu seküler hayattan, manevi olanın hazzına doğru bir kapı aralıklarına tanıklık ediyoruz, hikâyeler boyunca. Kalbi maneviyattan yana çarpıyor, deyişimizle bunu kastediyoruz. “Mum”daki sabır yüklü Ayşen nasılsa, “Türbenin Önünde”ki Çiğdem de odur; aynı bir metafizik dünyanın açlık çeken hikâye kişileridir.

Reklam 1

Genel bir özellik olarak ifade edecek olursak, Mesnevi‘den mülhem Hüzeyme Yeşim Koçak’ın hikâyeleri “can kulağı”yla biçimlenen, manevi-içsel özlerle gönül ikliminde vücut bulmuş metinlerdir, demek de mümkündür. Bu “can kulağı”na dünyalık hevesler ve şeytanın iğvası karıştığında, “Yolculuk” ve “Öpücük” hikâyelerinde olduğu gibi insanoğlu pespayeleşiyor, değerli bakımından yozlaşıyor. Bu “can kulağı”na manevi âlemden esintiler yükseldiğinde ise “Türbenin Önünde” “Martin Lings’in Kedisi” “Yadigâr” hikâyelerinde olduğu üzere, Koçak’ın manevi kalemi engin ruh denizlerinde yüzüyor. “Tezatlarla kuruyor sanatını” derken bunu kastetmiştik. Süfli olanla ulvi olan arasında bir yerde duruyor Koçak’ın hikâyeleri. Süfli olan dünyevileştiği ve değer bakımdan aşınıma uğradığı için alçalmıştır; ulvi olan reel-ötesi âlemlerin lezzetini tattığı için sınırları aşmış, maneviyat iklimde yol almaktadır.

Modern hayatın içinden hikâyeler anlatırken de “Kuş Sesleri”, “Mum”, “Hayat”, “Haber”, “Yolculuk” hikâyelerinde olduğu üzere insanın dünyalaşmasına dünyaya aşırı değer atfetmesine ve şahsiyet bakımından bozulmasına bir eleştiri getirir Koçak.

Sevdalı Bir Yelpaze’de en çok hangi hikâyeyi beğendiğimi soracak olursanız, “Mum” derim, çünkü “Mum” kıssadan hisse çıkarabileceğiniz en öğretici bir metin olarak dikkatimi daha çok çekti. ‘Saadet’i son nefesine kadar bakan Ayşen’in sabrı, tevekkülü ve inancı karşısında saygı duydum, hayranlık besledim. “Mum”un yanına elbette ki destansı anlatımıyla “Huma’nın Kanadı” hikâyesini de eklemeliyim.

Hüzeyme Yeşim Koçak, Sevdalı Bir Yelpaze’de modern olanla geleneksel olanı meczetme gayretinde olmuştur, yani hem modern/gündelik hayatın içinden hikâyeler çıkarmıştır hem de geleneksel anlatılardan beslenerek tezatlık teşkil eden iki zıt tutumu terkip etme girişiminde bulunmuştur. Yani Sevdalı Bir Yelpaze, her haliyle tezatların dünyasından okuyucuya ses veren, samimi, sahici bir toplam.

Son söz olarak Ayşen’in gerçek hayattan hikâye sanatına taşınmış gerçek bir karakter olduğunu öğrendiğimiz ve daha birçok sahici hikâye kişileriyle yeni nesiller için de örnek/timsal teşkil eden nitelikleri muvacehesinde Sevdalı Bir Yelpaze’yi sevdik, beğendik. Ayşen’i de ahlaken mümeyyiz vasıflara sahip seçkin bir şahsiyet olarak “Türk Edebiyatı” tarihine kaydettik…

Sevdalı Bir Yelpaze’yi okuduğunuz zaman manen ve insani bağlamda yükselecek, zenginleşecek ve kalabalıklaşacaksınız.

Okuyun, okutun, örnek hikâye kişilerini de duvarınıza çerçeve olarak asın…

_____

(*) Hüzeyme Yeşim Koçak, Sevdalı Bir Yelpaze, Post Yay, Kasım 2019 İst.

Reklam 2 Makale

Mustafa Nurullah Celep

haberedebiyat.com Genel Yayın Yönetmeni & Edebiyat Eleştirmeni-Kitap Editörü

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. Yazarını onurlandıran, ne güzel, ne müstesna bir okuma ve değerlendirme. Kitabın en hassas noktalarına temas etmişsiniz. Çok teşekkür ederim. Muhabbetle…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam 3 Yorum
Başa dön tuşu