Dergi KritikleriDergilerKöşe YazarlarıŞiir Yazıları

Popülist Şiir Somut Çözümler Arıyor | Mustafa Nurullah Celep

Fakirin elinden tutup yardım etmek isteyen bir şiiri vardı Neo Epiğin. Şimdi artık yerinde yeller esiyor...

MUSTAFA NURULLAH CELEP

POPÜLİST ŞİİR SOMUT ÇÖZÜMLER ARIYOR

Fayrap dergisinin Ağustos 2015 tarihli 75. sayısında Fazıl Baş, ‘iki yüz küsur arkadaşınızdan biri’ başlıklı şiirinde Neo Epiğin bir kuralını işletiyor: ‘Bireysel kaderini arkadaşlıkla sınayıp yüzünü gerçeğe, inanca, beşeriyete dönmek’ kuralıdır bu. Fazıl Baş’ın Neo Epiğin ikinci kuşağından olması ve sosyoloji ilgisi, hep bir düşünür-şair imgesi oluşturmuştur bende. Kanımca Fazıl Baş, soyut-somut düşünsel kaygılarını beşerî tecrübeyle doğrulayarak çehresini gerçeğin/hakikatin çehresine tutmaktan doğan bir tek başınalığın şiirini/destanını yazıyor.

Yüzünü tuttuğu ve yüzleştiği çağlayan gerçeğin bir yönü tarihe baktığı gibi bir yönü de halkçı bir duyarlık atlasıyla halkın gerçeklerine ve diğerkâm dünyasına bakıyor. Bakışında aşina çehrelerden, örneğin gariplerden, fakirlerden, yoksullardan, işçilerden bir iz bulma edimi de Fazıl Baş’ın, dolayısıyla Neo Epik şiirin ikinci kuşağının şiirsel haritasının genlerinden olur. Çünkü Neo Epik şair, verilmiş bir mücadelenin ertesinde kendiliğini tarihle doğrulamak isteyeceği gibi kendiliğiyle birlikte tarihe bir doğru ve gerçek de getirecektir. Bu yüzden Neo Epik şiir tarihten gelen bir şiir değil, eğrisiyle doğrusuyla tarihe giden bir şiirdir.

Fakirin kolundan tutup yardım etmek isteyen bir şair

Reklam 1

Onca şiir tecrübesine rağmen Fazıl Baş henüz daha ilk kitabını çıkarmış değil. Fazıl Baş’ın şiirsel akarının genetik yapısının tabiatına dair daha sağlıklı bir değerlendirmeyi ilk kitabının yayınlanmasından sonra yapacağız. Şunu ifade etmekle yetinelim şimdilik: Simasını hakikate dönmüş bir şairdir Fazıl Baş. Hayatın gerçeklerini, siyasi bakışını ve Türkiye’ye yönelik düşünür kaygılarını bu yönelmişlik belirler. Hakikate yönelen şairin zihni, buradan hakiki birlikteliklere ve halkın sorunlarına duyarlı olmaya bilinç düzeyinde elbette daha aşina olacaktır. Böyle bir şairin yüzü halkın yüzüne, şiirinin yüzü de en çok hayatına benzeyecektir. Böylesi geçişkenlik ve mukabil oluş bir sonraki aşamada Allah’a imanla ve insanlara güvenle şiirsel mayasının özünü oluşturacak ve bu tutum şairi elitist entelektüel zihinsel uğraşların yapaylığından uzakta tutacaktır.

Fakirin kolundan tutup yardım etmek isteyen bir şair karşısındayız. Fazıl Baş’ın şiirinin önemini burada aramalı…

Anti-romantik bir şiir: 2015 Baharı

Elyasa Koytak’ın ilginç bir ironisi var. Üçüncü kuşak Neo Epik şairler arasında dili ve söyleme tarzı en kıvrak, en şaşırtıcı ve atak olanı Koytak. Bu kuşak içerisinde elitist ve entelektüel dünyanın parametrelerini elimine edici ve sıfırlayıcı ironisiyle bana göre en öne çıkanı ve dikkat çekeni. Koytak, bu sıfırlayıcı ve bitirici ironiyi Yahya Kemal’in “Erenköy’ünde Bahar” şiirinin tarihsel romantizmini eskitip etkisizleştirerek işletime sokmak istiyor.

Yahya Kemal’in soyut ve muhayyel şiirine karşılık Koytak’ın “2015 Baharı” başlıklı şiirinin 2010’lu yılları yaşadığımız bu internet-milenyum çağında anti-romantik tabiatı, ironi temelli zıtlaştırıcı ve ters köşeye yatıran atak söylemiyle başarılı bir şiir olduğunu söylemek mümkündür. “2015 Baharı”nda belirginleşen bir tutum olarak bir orta sınıf, estetizm ve elitizm karşıtlığına da tanık oluyoruz. Fayrap’ta yayınlanan şiirlerin genel karakteristiğinden bir şiir olarak ‘karşı-lık’ üzerine kurulu bir metin “2015 Baharı”. Hayaliyyun cephesine karşı hakikiyyun cephesinin şiiri. Romantizme karşı realizmin. Hayale, hayallere, düşleme karşı, gerçeğin, gerçekliğin şiiri. Koytak’ın kuşağı içinde en ilginç deneylere imza atan genç bir şair olduğunu ve şiirlerini takip edeceğimi söyleyebilirim.

Popülist şiirde somut bir sonuç: Kardeşlik önerisi

Muhammed Sarı, “Son Cemaat Yeri” başlıklı şiiriyle Müslüman, somut, duyarlı, Türk ve şair olmanın ne gibi manalar ihtiva ettiğini, biçimsel açıdan kendi akarında doğal bir söyleyiş formuyla örnekleyerek, ‘tecrit edilmemiş bir bilinç’le yazıyor. Neo Epiğin bugün geldiği aşamada içerdiği manzaraya bakacak olursak, epiğin Turgut Uyar damarındaki tecrit edilmiş karakterin zihin durumuna karşılık, bugünün Neo Epik şairleri etkinlik halindeki gerçek sesleriyle topluluğun söylemsel köklerinden zihin durumlarını tecrit etmeyip somutlayarak yazıyorlar. Muhammed Sarı’nın bu son şiirinin de bu paralelde topluluğun ruhuyla bitişik ve özdeş bir şiir olduğunu söylemek mümkündür.

Bize göre Muhammed Sarı’nın “Son Cemaat Yeri” şiirinin en temel özelliği bugün yazılmaktan olan açık anlatımlı ve popülist duyarlıklı damarın son örneğini temsil etmesidir. Ne demek istiyorum? Öncelikle şunu: Balkonda tek başına oturan iki kişi var. Zemin kattalar ama kendilerini hiç de yalnız hissetmiyorlar. Allah var, Ehad ve Samed olan. ‘Dışarıda kornoyla fişek/ yılbaşıymış gibi yine balkonda tek başınayız Allah Ehad ve Samed/ yakışıksız olan biziz/ zemin katta hem ruh hem ceset.’

Şiirin ikinci bölümüyle birlikte bize sezdirilmek istenen, insanın yalnız olmadığı ve ilahlık iddiasında bulunmaması yönündedir. Muhammed Sarı’nın dikkat çekmek istediği bir ‘dışarı’ fikri ve bu dışarıdan derleyip toparladıklarıyla bizi yoğunlaştırmak istediği bir temel düşünce var: İki insanı birleştirip kardeşliğe azizlik kazandırmak ve şiir yoluyla bunun, bu kardeşliğin önemine bizi yani ki okuyucuyu inandırmaktır.

https://www.tyb.org.tr/mobi/news_detail.php?id=22592

Dünya Bizim, 2015.

Reklam 2 Makale

Mustafa Nurullah Celep

haberedebiyat.com Genel Yayın Yönetmeni & Edebiyat Eleştirmeni-Kitap Editörü

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam 3 Yorum
Başa dön tuşu