Deneme Yazıları

Zaman İçinde Maraş Kitabı Üzerine Notlar…

Mustafa Nurullah Celep

“ZAMAN İÇİNDE MARAŞ” KİTABI ÜZERİNE NOTLAR (*)

1.

“Şehir, oluşumunu dayandırdığı birey olarak insanı, kendisine rağmen dönüştürür. Onun içindir ki şehirlerin kimlikleri, kendisini oluşturan birey olarak insanlardan farklı bir görünüşe, dolayısıyla kimliğe sahip olurlar.” diyen Yazar İsmail Kıllıoğlu da “Zaman İçinde Maraş” kitabıyla bu dönüşüme inkılap ederek, bu dönüşümle birlikte iz sürüp memleketi Maraş’ı tarihsel bir okumaya tâbi tutar.

Maraş’ı, hakeza Kahramanmaraş’ı daha en başından itibaren Hititler, Asurlular, Medler ve Persler, Makedonyalılar, Roma İmparatorluğu ve Bizans; yazarın Maraş merkezinde tarihsel okumasının konu nesnesi olduğu gibi, sonraki süreçte İslam toprakları olarak Maraş, Abbasiler, Hamdaniler, Anadolu Türkleri, Haçlıların Maraş’ı, Selçuklular, Memluklar, Dulkadir Beyliği Maraş’ı, 20. yüzyılın Maraş’ıyla birlikte yazarın kendi kişisel tarihi ve yaşanmışlığıyla Maraş, 1960’lı yıllarda Maraş; tarihsel süzgeçten geçirilerek, bir bilim adamı titizliği ve nesnelliği içinde ele alınır ve bir bakıma göre yazar, memleketi Maraş’a ve dostlarına, değişip dönüşerek gelinen süreçte üzerinde emeği geçen dava arkadaşlarına olan “vefa” borcunu da ödemiş olur.

Reklam 1

Kıllıoğlu’nun “Zaman İçinde Maraş” kitabı, yer yer deneme üslûbunda, ama daha çok da bir şehir tarihçisinin ince eleyip sık dokuyan masa üssünden hareketle kaleme alınmış “tarihsel bir şehir kitabı”dır.

Maraş, İstiklâl Harbi dönemindeki adlandırması ve bugüne dek devam eden ad tamamlaması olarak Kahramanmaraş, şehrin isminin menşeinden/kök kelimelerinden şehirde ikamet eden ilk topluluklara, yani şehrin tarih sahnesine ilk çıktığı yıllardan 20. yüzyılda aldığı şekli şemailine kadar “tarih” biliminden el alarak anlatılmış ve yazılmış ve çoğunlukla da nesnel bir anlatım tarzıyla kaleme alınmış bir “nesnel/öznel tarih kitabı”dır.

2.

Kıllıoğlu, “Zaman İçinde Maraş” kitabını yöntem olarak kaleme alırken, “oryantalist yaklaşım” ve “folklor düzeyinde” incelemek yerine, tarihi bir “olgular yekûnu” olarak düşünerek; olayları (savaşları), mekanları (şehirleri), kültürel ve dini yapıları “tarihsel” konumları itibariyle ele alarak büyük oranda tarafsız bir “ince-eleme toplamı” ve zamansal sürece/kronolojiye bakılarak da ortaya “marulun özüne” ulaşma yeteneğini haiz bir “tarih serimlemesi kitabı” koymuştur.

İbni Haldun’un “Coğrafya kaderdir” anlayışı bugün de geçerliliğini korumaktadır. Yazar İsmail Kıllıoğlu da kendi kaderinin özünü/nüvesini oluşturan ve aynı cihette Mavera Yazarlar Galaksisinin çerçevesini biçimleyen Maraş şehrini tarihe konu/k ederek tarihsel serüvenini bir eser bağlamında somutlamasıyla bir bakıma kendi kaderine olan derin saygısını da coğrafî, kültürel, dinî, siyasî ve tarihî anlamlarıyla ispatlamıştır.

3.

Mavera Yazarlar Galaksisinin oluşumunda Maraş’ın belirleyici önemi göz önünde bulundurulduğunda, “Türk Edebiyatında Bir Tesadüf”ün değil, edebiyatımızda etkileri bugün de devam etmekte olan bir “teşekkül” varlığından bahsedebiliriz. Bu bağlamda Kıllıoğlu da kitabının “yaşanmışlığıyla Maraş” bölümünden itibaren öznel bir üslûp muvacehesinde bu “teşekkül”ün oluşum biçimlerini kendi kişisel tarihine değen/dokunan taraflarıyla ele almakla birlikte, Maraş’ın bir kültürel yapı, bir tarihsel oluşum ve bir dinî camia olarak eğitim hayatı boyunca duygu ve düşüncelerine etki eden yönlerini de ele alarak kudema ve urafanın “hayırla yâd etmek” dediği güzel, mümeyyiz ve güzide niteliğini sergilemiştir.

4.

Hayırla yâd edilmek güzeldir, kişioğlunun ruhuna genişlik verir. Peki, kimler hayırla hatırlanır? Elbette dostluğun hakkını bihakkın verenler… Sonra geleceğe eser ile köprü kuranlar, gönüllere girenler ve gönüllerde yurt kuranlar vs. liste uzar gider. İşte Yazar İsmail Kıllıoğlu’nun da incelikli yüreğinde yer etmiş hasbi bir dostu vardır, hayırla yâd eder: Mehmet İncimez.

Kıllıoğlu’nun deyişiyle, “Onun “incimez”liği, aslında dost ve düşmanlarını “incitmezliğiyle” belirginlik kazanır. Yazarın, kitabının son sayfasında “İncimez ağabey”den bir hatıra niteliğinde aktardığı anekdot, bir okur-yazar olarak bizim de yüreğimizi hüzünlendirmiştir.

Yazar İsmail Kıllıoğlu, Ankara’da başlayıp Maraş, Adapazarı ve İstanbul’da devam eden kiracılığına, babasından kalan bir miktar miras ile son verir. İstanbul, Üsküdar-Altunizade’de mütevazi bir daire alır. Ancak borçludur. Her yıl on veya on beş günlüğüne Maraş’a gitmektedir. Bir yıl imkânı kısıtlı olduğu için gidememiştir. Bir yıl Maraş’a gittiğinde bu sefer İncimez ağabeye de uğrar. Konuşma esnasında, “geçen yıl Maraş’a gelmedin, hesap ver bakalım da cezanı ona göre keselim” yolundaki şakası üzerine, Kıllıoğlu imkânının kısıtlı olduğunu, vadesinde ödenmesi gereken ev borcu olduğunu söyler. İncimez ağabeyin yüz hatlarında bir dalgalanma, bir hüznün gölgesi belirir; ses tonuna yansıyan bu hüzün ile karışık belli belirsiz bir öfkeyle: “Neden haberim olmadı, biz ne için varız?” mealinde sözler dökülür.

Her şey bir tarafa, bugün Türkiye’de insan ilişkilerinin aldığı son şekli göz önünde tuttuğumuzda, buradaki duyarlığın önemsenmesi gereken bir duyarlık olduğunu düşünüyoruz.

Türkiye’de bizler, 2000’li yıllarda yaşayan ve bir şekilde mücadele eden insanlar olarak, virgülle ikiye ayrılan bu iki cümlenin arasında uçurumlar oluştuğunu gözlemliyoruz.

Türkiye eğer bugünlere sağ salim geldiyse, İncimez ağabey gibi hamiyet sahibi ve dayanışma bilincine sahip, kalbi güzel hassas yürekler sayesinde geldi ve bugün Türkiye adında bir ülke var.

Hasılı kelâm, Türkiye topraklarında sözü incitmeyen ve insanoğlunun sıkıntılarına duyarlı, geniş gönüllü “İncimez ağabeylerin” çoğalmasını içtenlikle dileyerek, Yazar İsmail Kıllıoğlu’na da bu seçkin eseri inşa ettiği için tebriklerimizi sunuyoruz.

(*) İsmail Kıllıoğlu, Zaman İçinde Maraş, EOY, Kasım 2020, Ank.

Reklam 2 Makale

Mustafa Nurullah Celep

haberedebiyat.com Genel Yayın Yönetmeni & Edebiyat Eleştirmeni-Kitap Editörü

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam 3 Yorum
Başa dön tuşu