Sezai Karakoç

Ali Celep, Sezai Karakoç’un “Sesler” Şiiri Üzerine Yazdı…

ALİ CELEP

SEZAİ KARAKOÇ’UN ‘SESLER’ ADLI ŞİİRİ ÜZERİNE

1.

‘Liman eksilen denizi tut

Şehir kuruyan karıncaları topla

Reklam 1

Ben ağımı ortasından kestim’

‘Sesler’ 1962 yılında Sezai Karakoç’un yazdığı üç şiirden sonuncusu ve mısra adedi olarak en uzunudur.

Altı bölümde, serbest stilde kurulmuş şiirin ilk dört bölümü, yukarıda alıntı yaptığım dizelerle, dizelerin az değişik varyantlarıyla sonlandırılmış.

Son iki bölüm ise şairin önceki dizelerini biraz daha açıklığa kavuşturan bir tefsir mahiyetinde okunabilir.

Şiirde ses zevki bakımından yukarıda zikrettiğim varyantların dışında, şairin dünkü sesle ilişkisi artık bütün bir şiire yayılan bir iç ses düzenine evrilmiş, daha açıkçası, birçok sesin birbiriyle iç içe geçtiği serazat bir konuşmanın bütününe yayılmıştır.

Bu demektir ki dünkü şiirin büyüttüğü sesten teknik açıdan ciddi biçimde sapmanın görüldüğü bir şiir ‘Sesler’, (Nitekim daha önce ‘Av Edebiyatı’nda ve başka bazı şiirlerinde görüldüğü, bilahare ‘Köpük’te okunacağı üzere)

Böylece ‘Sesler’le, forma dair niteliklerin estetik zevki belirlediği dünkü şiir düzeninin büyük ölçüde nihayet bulduğu, şiirsel etkinin buluşta, metin içi ilişkileri sistemli bir bütün içinde organize etmede ve hepimizi ilgilendiren soydan özgün bir konuşmada arandığı yeni bir şiir söyleme yolunun açıldığını söyleyebiliriz.

Her ne kadar şairin daha sonra yazdıkları içinde dünkü sesin çok yoğun işitildiği bilinse de, genel anlamda dönemin yaklaşımına paralel bir gidiş olduğu aşikârdır.

Artık Sezai Karakoç şiirinde önemli olan, bir bütün olarak şiiri oluşturan neyse odur.

Demek ki artık asıl olan ayrı ayrı bağlamların sunduğu veriler yerine şiirin bütün bağlamından doğan zevktir.

Birinci bölüm, şiirin mekânının deniz kenarı olduğu izlenimi veriyor.

Diğer bölümlerde geçen bazı dizelerden denizin İstanbul adresli olduğu anlaşılıyor.

Şiirin zamanı ise yapılarını geçmişin hatırlattığı yaşanan zamandır.

‘Şehzadebaşı’na Gün Doğmadan’da yüzü gözü toz içinde şiirden mest olmuş deve, bu şiirde şiir uzmanı olarak tanıtılmış.

Bu şiirin ikinci bölüğünü başlatan ‘Karpuz kesilmemiş ölünün yanında’ dizesi, ‘Kapamak İçin Gözlerini’ adlı şiiri başlatan dizenin başka bir varyantı olmuş: (‘Kurumuş kullanılmamış karpuzlar mı/ Hastalara soy kadınların armağanı’.

Devamında kullanılan sözcüklerin kullanım biçimleri de şairin amacına hizmet eder biçimde örgütlenmiş görünüyor: Kadınlar, horozlar, ölümler vs..İki şiirin karşılaştırılması, şairin sözcük dağarcığının özellikle hangi sözcükler tarafından meşgul edildiğini göstermesi bakımından ilginç sonuçlara gebe görünüyor. Bütün şiirlerini bu açıdan psikolojik ve estetik bir tahkike tabi tutmak niyetimi şimdilik saklı tutarak geçelim)

Bu kez filin bilgi meleği olarak resmedilmesi bir yana, bir söyleyişin diğerini hatırlattığı böyle yaratıcı betimlemeler, şiirin şiiri doğurması ve bütün şiirlerin gerçekte yazılmak istenen bir tek şiire hizmet ettiğine yönelik bir düşünceyi hatırlatmasının yanı sıra, Sezai Karakoç’un varlık araştırmasında izlediği yolu sürekli yenileme iştahını göstermesi bakımından öğretici olmalıdır.

‘Sesler’de, şairin denizle göz göze içten içe başlayan söyleşisi, muhayyilesini maddi plandan manen kavrayış alanına doğru hızla harekete geçirmiş, giderek bugünden geçmişi kucaklayan ve yine geçmişten çıkıp bugünü kurcalayan soydan bir medeniyet soruşturmasına varmıştır.

Şairin birinci tekil ağızdan konuştuğu parçalarda ise, metafizik kaygılar temelinde, bu dünya ile öte dünyanın iyice birbirine yaklaştığı, giderek neredeyse birbirine karışmanın eşiğini yokladığı, duyguların deneyimlenmesi pek mümkün olmayan olaylara karıştığı bir düzen vardır.

Böyle olunca şiirle kurulan bu düzenin düşsel olması kaçınılmazdır.

Somut gerçeklerin (dış gözlem) yalın tespitinin yapılmasının hemen akabinde, düşlem gücünün canlandırdığı fikir ve nesneleri özgün formlarda çeşitlendirerek işlemek, detayda yatan güncel gerçeklikleri, çağrışımlarla kişisel tarihine aktarmak ve nihayet genel tarihten gelen gerçekleri metafizik imbikten geçirip şiirinin özel imaj koleksiyonuna katmak, Sezai Karakoç’un en belirgin şiir davranışıdır ki ‘Sesler’ bu yönde okunabilecek onun en güzel koleksiyonlarından biridir.

Reklam 2 Makale

Ali Celep

Şair-Eleştirmen

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam 3 Yorum
Başa dön tuşu